Kıyametten sonra yaşanacak mucize
Böyle bin dekorlu bir yok oluş sahnesi canlanıyor, bir bitiş, bir tükeniş tablosu beliriyor insanın tahayyül dairesinde önce. Sonra git gide belirginleşiyor tasavvur perdesinde. İşte bu, insanoğlunun bütün bir tarihten miras aldığı köklü inanç: Kıyamet Saati! Nebilerin sözlerinden, velilerin gözlerinden. Şimdi Göğün yerlilere verdiği haber gerçek olmuş, te’vîl-i rüya vuku’ bulmuştur. Bütün beşeriyetin müşterek yâdına çarpan bir hak söz vardır. Topyekün mazinin “olması yakındır” dediği o cihanşümûl gerçek artık varlık sahnesine düşmüştür.
Nihayet kıyamet saati ‘donk!' etmiş ve olan olmuştur. Demek Gök, doğru söylemiş. Heyhat ki süre bitmiştir. İman kapısına kilit vurulmuş, teklif semaya çekilmiştir. Derken bir devran böylece kapanmış, ve dünya “Hey gidi günler!"e karışmıştır.
2. SAHNE: MERHABA UKBÂ
İsrafil’in Sûr’a üçüncü üflemesi ve mahşer mahkemesi: İsrafil Sûr’a üçüncü defa üfleyince: yeryüzü, bir başka yeryüzüne, gökler de bir başka göklere tebeddül eder.. burada yeni bir âlemin eşiğine ayak basılır. Çağrı gelir gelmez Arş’tan, kabirler yarılır, içindekiler dirilirler.