Kıyametten sonra yaşanacak mucize
Güneş dürülür, yıldızlar kararıp dökülür ve dağlar yürütülür. Okyanuslar bir kazan gibi kaynatılır. Kazıklarının sökülmesiyle bir çekirdek gibi çatlayan yeryüzü.. ve derken her şeyi yerle bir eden ıslık ıslık kasırgalar, dağları söküp fırlatan tufanlar, karaları yutan deniz dalgaları, dört bir yandan fışkıran lavlar, cehennem gibi kaynayan magmalar, her yeri saran alev alev yangınlar, yeryüzünü yeraltına katıp karıştıran depremler..
karalara çakılan vapurlar, uçaklar, havalarda uçuşan trenler, arabalar, denizlerde boğulan dağlar, Lut gölüne dönen Everestler-Ağrılar, ekvatorlaşan kutuplar, volkanlarla boğuşan dev buzullar, okyanuslara gömülen adalar, birbirine giren kıt’alar, Asyalar, Avrupalar, Afrikalar, Amerikalar...
Ve bütün bunlarla birlikte: gümbür gümbür yıkılan binalar, tuz buz olan apartmanlar, saraylar, abideler, çöken tapınaklar, kiliseler, havralar, camiler, devrilen minareler, dağılan kubbeler, ufalanan fabrikalar, yerleri delen gökdelenler, caddeleri kaplayan enkazlar, enkazlar altında kalan canlar, şak şak yarılan yollar, ekinler gibi yatan ormanlar, bir anda silinip giden tarihî umranlar; köyler, kentler ve devletler...
Evet evet insanlar, çığlık çığlık insanlar, feryat feryat hayvanlar ve avaz avaz bütün canlılar.. çocuğunu düşüren anneler, annesinin delirişini gören bebeler, bir anda saçları ağaran yavrular.. gözler fal taşı gibi açık, akıllar donmuş, ruhlarda korkunç bir telaş, zihinler karmakarışık..