Kıyametten sonra yaşanacak mucize
Fırat nehrinin altından dağ gibi bir hazine çıkar. Ye’cüc ve Me’cüc hurûç eder. Sedd-i Zülkarneyn harâp olur.
Büyük bir ateş yükselir Hicâz’dan. Kızıl rüzgarlar, kanlı kasırgalar. Zelzeleler. Kıtâller (herc). Suret değiştirmeler (mesh). Yere batmalar (hasf). Gökten yağan taşlar (kazf). Dünya, cehenneme dönmüştür.
Şefkat tokatlarını ikaz tokatları, onu da zecr tokatları takip etmiştir. Şok üstüne şoklar yaşanır. Ancak hiçbir sadme, mü’mini uyandıramaz. Bir kuşluk vaktidir, Dabbetü’l-Arz zuhûr eder ansızın. Bu sırada kum saatinde tek kum tanesi kalmıştır, zaman saatinin çalması ân meselesidir. Bir meltem eser önce Şam’dan, Yemen’den, ötelerden. Zerre kadar imanı olan herkesin ruhunu kabzeder gider. Geriye sadece kâfir, şerir kimseler kalır.
Küre-i arz kafasının aklı mesabesinde olan Kur’ân bütünüyle çekip gitmiştir. Akılsız kalan yeryüzü, izn-i ilâhîyle başını bir seyyareye çarpar ve dünya, tersine dönmeye başlar. Tam o esnada kum saatindeki tek kum tanesi de düşer ve kıyamet saati çalmaya başlar. Bir cuma günüdür bu, dünya hayatının en son cuması.