Hrant Dink öncesi suç ve ceza
Sene 19 Eylül 1989. Pendik Şıhlı
Köyü'nde devletin arazisini kendi mallarıymış gibi
vatandaşa satan eli silahlı haydutların silahlı
saldırısına uğradığım gün.
Arsa mafyasının tetikçisi kafama sıkmıştı.
Refleks bu ya... Eğilince kurşun omuzumu deldi
geçti.
Tetikçi yakalandı.
Yargılandı!
Hem de silahlı yaralamadan!
Oysa adam canıma kast etmişti...
Öldürmeye
tam teşebbüs yani.
Bunu anlatamadım.
Çığlığımı duyuramadım.
***
Bizimki sadece 4 ay yattı cezaevinde.
Sonra da çıkıp kaldığı yerden devam etti.
Ne mi oldu?
Beni öldüremeyen adam, iki kişiyi öldürdü.
Kısa süre sonra geldiği yere geri döndü.
Affa mı uğradı, ne oldu hatırlamıyorum.
Çıktı...
Gazetede okudum...
"Mehmet Sülün öldürüldü."
***
Azılı bir katildi Mehmet Sülün.
Cezası
ağırdı...
Ama o yırttı her defasında.
Nasıl yırttıysa...
Hal böyle olunca; su
testisi su yolunda kırıldı.
Kalemini onu kullananlar
kırdı:
"Laz Mehmet öldürülecek!"
O'nu öldüren de bir
başkası tarafından öldürüldü.
Demem o ki, suçlu elimizdeydi, hakettiği cezayı biz
vermeyince, başkası kendi kanununu uyguladı ve
Mehmet Sülün'ü ölümle cezalandırdı.
***
Trabzon'un bombacısı Yasin Hayal
bana "Laz Mehmet"i hatırlattı.
Hayal, akla hayale gelmeyecek bir eyleme
girişiyor, çoluk çocuğun doluştuğu bir iş yerini
bombalıyor ve bunun karşılığında sadece 10 ay
cezaevinde yatıyor.
Yasin
Hayal'in ismi şimdi Hrant Dink
cinayetinde geçiyor.
Yasin Hayal bombalamadan bu kadar ucuz
kurtulmasaydı.
Yani hakettiği gerçek cezaya
çarptırılyasdı.
Acaba Hrant'ın ölüm
emrini yine de verebilecek miydi?