BIST 9.660
DOLAR 34,56
EURO 36,31
ALTIN 2.919,86

Amerika Başkanı maç mı seyrediyordu?

Bir Türk olarak, ülkemin Başbakan’ının böyle bir saygısızlığa muhatap olmasını kabullenmek istemiyorum.O Başbakan ki; kendi Danışmanı tarafından Amerika’ya süpürülüp bir delikten atılması yerine kullanılması için salık verilmiş bir Başbakan.

Buradan konuyla ilgili ciddi bilgisi olan tüm ilgililere sormak istiyorum.
- Amerika Başkanı Obama, Başbakan Erdoğan’ı kapıda bekletirken gerçekten Dünya Kupası maçını mı seyrediyordu?
Eğer gerçekten doğru ise,  Başbakan’a reva görülen bu tavır canımı acıttı.
Bir Türk olarak, ülkemin Başbakan’ının böyle bir saygısızlığa muhatap olmasını kabullenmek istemiyorum.
O Başbakan ki; kendi Danışmanı tarafından Amerika’ya süpürülüp bir delikten atılması yerine kullanılması için salık verilmiş bir Başbakan.
Ne demek oluyor bu peki?
Son kullanma tarihi mi geçti benim Başbakanımın?
“Beklesin, maç bitince görüşürüz” ne demek?
İnşallah doğru değildir.
İnşallah dezenformasyona yönelik asparagas bir haberdir.
Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiş bu Amerika’ya, ”uslu çocuk” olmuş, sesimizi çıkarmamışız biz.
Bir milyon Müslüman’ın canını almış, Müslüman kadınların ırzına geçmiş İşgalci Amerika Askerleri, yine sesimiz çıkmamış.
Temsilciler Meclisi’nde sözde Ermeni Soykırımı’nı tanımış, bir iki bağırıp çağırmışız, sonra da “olur böyle vakalar” deyip sessizliğe bürünmüşüz.
Kuzey Irak’ta Kürtlerle işbirliği yapmış, Türkiye’yi bölmek yoluyla bir Kürt Devleti’nin kurulmasının yolunu açan Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eş Başkanı olmayı kabul etmiş Başbakanımız.
Dünya siyasetinde bir ilktir herhalde.
Ülkesini bölecek bir planın Eş Başkanlığı’nı yapan ilk Başbakan olmuş, bizim Başbakanımız.
Ülkede her gün can alan PKK’nın finansörü olduğu gerçeğini artık herkesin bilmesine rağmen, Amerika’ya tek bir laf etmemişiz.
Ülke ekonomisi can çekişirken, Amerikalı köylünün yetiştirdiği mısırın alkol artıklarını, GDO’lu diye, elindeki DDGS’i dünyada kimseye satamazken Amerika, sadece % 4 gümrük vergisi uygulayarak biz ithal etmişiz.
Üstelik bunu yaparken, ülkede yağlı tohum işleyen fabrikaların her birisinin kapılarına kilit vurmasına, binlerce işçi çıkarmalarına göz yummuşuz.
Neden bütün bunlar peki?
Benim Başbakanımı, “Ben maç seyrediyorum, verin bir şeyler içsin, sonra görüşürüz” diyerek kapıda bekletsin diye mi?
Lütfen, ilgililere sesleniyorum tekrar.
Birisi çıksın, “bu doğru değil” desin.